| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | general strike i. | genel grev | ||
|
Between Barcelona and Seville, the Spanish Government has been informed that a general strike has been called. Barselona ve Sevilla arasında, İspanyol Hükümetine genel grev çağrısı yapıldığı bilgisi verildi. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | general strike i. | genel grev | ||
|
One enlightening example was your refusal to recognise the general strike on the occasion of the Summit of Seville. Sevilla Zirvesi vesilesiyle yapılan genel grevi tanımayı reddetmeniz aydınlatıcı bir örnektir. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | general strike i. | genel grev | ||
|
It was a general strike. Bu bir genel grevdi. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | general strike i. | genel grev | ||
|
The labor unions had been threatening the government with a general strike. İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Siyasal | general strike i. | genel grev | ||
|
A general strike might be a solution. Genel grev bir çözüm olabilir. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | general strike i. | umumi grev | ||
